Marsh & McLennan bünyesinde faaliyetlerini sürdüren dünyanın önemli sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketi Marsh, düzenlediği ‘Yenilenebilir Enerji Sektöründe Türkiye ve Global Perspektifler’ konulu panel ile sektörün paydaşlarını İstanbul’da bir araya getirdi.
Dünyanın önemli sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketi Marsh, yenilenebilir enerji sektöründe yaşanan gelişmeleri incelemek amacıyla sektörün paydaşlarını İstanbul’da bir araya getirdi. Bu kapsamda düzenlenen ’Yenilenebilir Enerji Sektöründe Türkiye ve Global Perspektifle’ konulu panele enerji, finans ve sigorta sektörünün önde gelen firmaları katıldı. Etkinliğin açılış konuşmalarını yapan Marsh Türkiye CEO’su Hakan Kayganacı ve Marsh Türkiye Enerji Lideri Yücel Çakmur, hem dünyada hem de Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik payın artığına dikkat çektiler.
Çakmur, “Kömür santralleri özelinde, bankaların finansal kısıtlamalarına ilave olarak bu yıl içerisinde global lider sigorta şirketlerinin de kömür santrallerini sigortalamama kararlarına tanıklık ettik. Paris Anlaşması (küresel eylem planı), banka ve sigorta sektörü davranışları, ülkelerin enerji politikaları, teknolojik gelişmeler, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yakın zamanda artarak devam edeceğini işaret ediyor” dedi.
“Türkiye’de 50 milyar doları aşkın yenilenebilir enerji yatırımı yapıldı”
“Ülkemizde, sadece elektrik üretim alanında özel sektör tarafından 100 milyar dolara yakın yatırım yapıldığı tahmin ediyoruz. Bu yatırımların/finansmanların yüzde 50’den fazlası yenilenebilir enerji” ifadelerini kullanan Çakmur, şu açıklamaları yaptı: “Bu projelerin tamamına yakını finanse edildi ve bu projeler sigorta piyasaları tarafından sigortalanıyor. Kısa zaman önce açıklanan rüzgar ve güneş YEKA ihaleleri ile offshore rüzgar ihalesi göz önüne alındığında yenilenebilir enerji yatırımlarının artarak devam etmesini bekliyoruz. Mevcut ekonomik konjonktür ve refinanse edilmek durumunda kalınan yenilenebilir enerji projeleri sonrası, bu ve diğer yeni projelerin finanse edilebilmesi ve sigortalanabilmesi proaktif ve sürdürülebilir aksiyonlar gerektiriyor. Sektörün ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz parametrik (weather risk) sigorta çözümleri üzerinde kararlılık ile çalışıyoruz ve sigorta/enerji/finans sektörlerinin iş birliği ile olumlu ve sürdürülebilir sonuçlar almayı umuyoruz”.
“Pazarın momentumu Avrupa’dan gelişmekte olan pazarlara doğru kayıyor”
Oliver Wyman partnerlerinden Alexander Lesch ise etkinlikte yaptığı konuşmada yenilenebilir enerji sektöründeki pazar dinamiklerinin tüm dünyada siyasi ve toplumsal olaylardan etkilendiğini söyledi.
Lesch, “Pazarın momentumu Avrupa’dan Asya gibi gelişmekte olan pazarlara doğru kayıyor. Bu noktada Hindistan ve Çin’in yanı sıra ABD de dikkat çekiyor. Bu hareketlilik sonucunda risk profilleri değişiyor, yeni müşteriler, yeni ihale mekanizmaları ortaya çıkıyor” dedi.
“Liberal ve serbest elektrik piyasasını hayata geçirmek lazım”
Ak Enerji CEO’su Serhan Gençer ise Türkiye’de enerji sektöründe kurulu gücün 88 bin MW olduğunu ve bu rakamın 10 yılda iki buçuk kat artığını belirterek, enerji kapsamında tüm dünyadaki trendlerin ’temiz enerjiye’ doğru ilerlediğinin altını çizdi.
Gençer, bu kapsamda tüm dünyanın yenilenebilir enerjiye geçmeye yönelik teşvik mekanizması geliştirdiğini belirterek, “Liberal ve serbest elektrik piyasasını vakit kaybetmeden hayata geçirmek lazım” diye konuştu.
Gençer, “Bu çerçevedeki gerekliliklerin yerine getirilmesi lazım. Öngörülebilir piyasa çok önemli. İçinde bulunduğumuz dönem, kazanmak kadar kaybetmemenin de önemini gözler önüne seriyor. Burada sigorta konusu çok çok önemli. Türkiye’nin coğrafi konumunun göz önünde olduğunu düşünürsek katma değer üreten ürünlerin sunulması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
“Sektör büyümeli, çeşitlilik artmalı”
Eureko Sigorta CEO’su ve Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar da enerji ithalatına yılda 60 milyar dolar civarında para harcandığına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı: “Günümüz ekonomisi göz önüne alındığında bu rakamın ekonomimiz için ne denli önemli olduğu yadsınamayan bir gerçektir. Ülkemiz için hayati öneme sahip enerji yatırımlarının üç önemli ayağı var; yatırımcı, finansman ve sigorta. Bugüne kadar bankacılık sektörümüz bu amaçla yaklaşık 65 milyar dolar kredi kullandırmıştır. Ancak söz konusu bu yatırımların hem finansal risklerden hem de genel risklerden korunması adına da dünyadaki finansal enstrümanları, hedge mekanizmalarını, parametrik sigortaları yeterince kullandığımızı söyleyemeyiz. Özellikle parametrik sigorta enstrümanlarıyla yatırımlarımızın finansal sürdürülebilirliğini koruma altına almanın bugün karşılaştığımız sorunlar karşısında ne denli önemli olduğu çok açık bir ihtiyaçtır. Bu nedenledir ki Türk sigorta sektörü, bugün üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini motor branşından elde ederken gerek sektörün büyütülmesi gerekse ürün çeşitliliğinin artırılması için parametrik sigortalar, alacak sigortaları, siber risk sigortacılığı, katılım sigortacılığı gibi yeni ürünlerle hızla tanıştırılmalıdır.”
“İklim değişikliğine karşı strateji belirlenmesi gerekiyor”
Marsh Kıta Avrupası Enerji Lideri Maria Arana da gerçekleştirdiği sunumda dünya liderlerine “küresel ekonomide geleceği etkileyecek en önemli trendlerin ne olduğu” sorusunun sorulduğunda, yanıtların yüzde 48’ini iklim değişikliğinin oluşturduğunu vurguladı.
Arana, “En büyük enerji altyapısı sorunlarını, Maria kasırgası gibi olaylar sonucunda gördük. Fiziksel zararı ve mali kaybı beraberinde getiren olaylar var. Avrupa’da sıcaklık çok yüksekti. Bu nedenle nükleer santraller soğutulamadı ve bazıları kapatıldı. Şili’de 10 yıllık kuraklık dönemi yaşandı. Bu da madenciliği ve enerji sektörünü etkiledi. Tüm bunlar nedeniyle kalıcı çözümler üzerinde düşünülüyor. Türkiye’de de iklim değişikliğinin etkilerini görüyoruz. Deniz seviyesinde değişiklikler oluyor, sıcaklık yükseliyor. Ekstrem hava olayları artıyor. Bu gibi durumlarda risk yönetim stratejisini gözden geçirmemiz şart. Bu sayede daha güçlü olabilir, kaynakları çeşitlendirebilir ve yenilenebilir enerjide iyileşme oranını artırabiliriz” diye konuştu.
Marsh, hava koşulları kaynaklı risklerde elektrik santrali için özel çözüm üretecek
Marsh Kıta Avrupası İnovasyon ve Alternatif Risk Transfer Direktörü Rocio Pereira ise etkinlikte parametrik sigortaların nasıl çalıştığını katılımcılarla paylaştı.
Pereira, “Enerji şirketleri, küresel çapta olumsuz hava koşullarının finansallarında dalgalanmaya sebep olmasından endişe duyuyorlar. Daha ılıman geçen bir kış mevsimi enerji tüketiminde düşüşe, dolayısıyla da enerji şirketlerinde talebin azalmasına neden olabilir. Dinamolar söz konusu olduğunda düşük rüzgar, yetersiz güneş ışınımı olması veya yağışların azalması durumu düşük enerji üretimine neden olabilir, bu da arzı etkileyebilir. Marsh her bir riske karşı müşterilerine özel çözümler üretir” açıklamalarında bulundu.
Türkiye’deki yenilenebilir enerji şirketleri hava riskini sigortalayabilir mi?
Yücel Çakmur’un moderatörlüğünde, AXA Global Parametrics’ten Adrien Cassegrain, Swiss RE’den Stuart Brown, Borusan Enerji’den Emre Okuyan, EnerjiSA’dan Ethem Babiloğlu katılımlarıyla düzenlenen panelde ise parametrik sigorta çözümlerinin yenilenebilir enerji sektörünün ihtiyaçlarını nasıl giderebileceği değerlendirildi. Emre Okuyan ve Ethem Babiloğlu, hidroelektrik ve rüzgar santralleri için kontroller dışında gelişen su yetersizliği veya rüzgar yetersizliğinden kaynaklanan gelir belirsizliklerinin sigorta şirketlerine transfer edilmesinin, sektörü rahatlatacağını belirttiler.
Adrien Cassegrain ve Stuart Brown, bu çözümlerin var olduğunu ve Türkiye piyasası ile çalışmaya hazır olduklarını belirtiler. Katılımcılar teknik detayları tartıştıktan sonra, bu konuda çalışma noktasındaki kararlılıklarını ifade ettiler.