Türkiye’nin önde gelen çini sanatçılarına ait eserlerin yer aldığı “Dün Kaşi-Evani Bugün Çini” Sergisi açıldı. Piri Reis’in haritasından vazolara kadar kadar farklı form ve temalarda çinilerin yer aldığı serginin en dikkat çeken eseri Hamza Üstünkaya’nın Afrin şehitleri için yaptığı dev çini tabağı oldu.
Pendik Belediyesi, çini sanatını sempozyum, panel ve sergiyle sanatseverle buluşturdu. Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi’nde açılan “Dün Kaşi-Evani Bugün Çini” Sergisinde ülkenin önde gelen 44 çini sanatçısına ait eserler yer alıyor. Açılışına Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir’in de katıldığı sergide şamdandan küplere, haritalardan tabaklara farklı biçimde ve konularda çiniler bulunuyor. 31 Ekim’e kadar açık kalacak serginin en dikkat çeken eseri ise Hamza Üstünkaya’nın çini tabağı oldu. 90 santimetrelik çapıyla Türkiye’nin en büyük çini tabakları arasında yer alan eserini Afrin Şehitleri’ne ithafen yapan sanatçı ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
Başkan Şahin: “Gelenek ile gelecek arasında köprü oluyoruz”
Sergiyi vatandaşlarla birlikte gezen Belediye Başkanı Dr. Kenan Şahin, bu yılı Çini yılı olarak nitelendirerek “Bir tarafta yoğun ilgi gören popüler kültür, diğer tarafta binlerce yıllık bir gelenek var. Biz iki tarafı da ihmal etmeden gelenek ile gelecek arasında köprü olmayı sürdüreceğiz.” dedi.
Atatürk Kültür Merkezi’nde dev çini pano
“Dün Kaşi-Evani Bugün Çini” kapsamında bir diğer anlamlı eser ise sergiye katılan 44 sanatçının Pendik Atatürk Kültür Merkezi için yaptığı büyük boyutlu çini pano oldu. 4 metre uzunluğunda 150 santimetre genişliğindeki 96 karoluk pano, AKM’nin girişindeki duvara kalıcı olarak asıldı.
“Çini’de devamlı kopya ederek bir yere varamayız”
Sergi öncesinde ise akademik bir çalışmaya imza atılarak sempozyum ve panel düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen programlarda akademisyenler çini sanatının dününü, bugününü ve geleceğini kendi bakış açılarıyla anlatarak sanatı tartıştı. Panele katılan Kütahya Çini Sanatının öncülerinden Mehmet Koçerise, bazı yeni nesil sanatçılara eleştiride bulundu. Çini sanatının birbirinin kopyası eserlerle geliştirilemeyeceğini ifade eden Koçer: “Hep kopya mı edeceğiz? Devamlı kopyayla Çini’de bir yere varamayız. Sanatçı zaman içinde mutlaka kendi üslubunu ortaya koymalı” dedi.