KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ta iki toplumun tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Boğaziçi Zirvesi’ne, 80 ülkeden siyasetçi ve işadamı katıldı. Ana teması ’Barışın Sürdürülebilmesi ve Herkes İçin Kalkınma’ olarak belirlenen zirvenin açılış konuşmasını yapan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, zirvenin temasını oluşturan barış ve kalkınmanın dünyamız için yaşamsal öneme sahip iki temel ihtiyaç olduğunu söyledi. Dünyanın 40’tan fazla bölgesinde savaş koşulları olduğunu ve sıcak çatışmalardan etkilenen insan sayısının son 10 yılda 2 kat arttığını belirten Akıncı, “Birleşmiş Milletler’in bu ayın başında yayınladığı rapora göre dünya nüfusunun yarısı günde 2 doların altında bir parayla geçinmeye çalışıyor. Yoksulluk, açlık, hastalık ve eğitimsizliğe yol açıyor. Bütün bunlar dünya ölçeğinde barışa uğraş vermenin ne kadar değerli olduğunun kanıtıdır. Savaşlar tüm insanlara zarar verir, barış koşulları ise kalkınmanın en önemli ivme kaynaklarından biridir. Barış ortamı yoksa sürdürülebilir kalkınma yoktur. Öte yandan, sürdürülebilir kalkınma yoksa barış ortamı her zaman tehdit altındadır” dedi.
Son dönemde Kıbrıs adasındaki hidrokarbon yatakları ile ilgili tartışmalara da değinen Akıncı, hem Kıbrıs hem de bölge ölçeğinde barış kalkınma ilişkisini test etmek için çok önemli bir fırsat bulunduğuna dikkat çekti. Akıncı, şöyle devam etti: “Kaynakların birlikte değerlendirilmesini öngören bir vizyon sayesinde herkesin kazançlı çıkacağı ve kimsenin kaybetmeyeceği bir ekonomik iş birliği ortamı yaratılabilir. Bu ekonomik ortaklık bölgenin huzura kavuşmasının anahtarına dönüşebilir. Bugün iki toplum tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıya. İki topluma ait olan doğal kaynakların yine bu iki toplumun refahını artıracak şekilde değerlendirilmesi şart. Güney Kıbrıs yönetimi ortak payları tek başına sahiplenme anlayışını terk etmelidir. Adanın zenginliklerini, projeleri hiçe sayarak sadece kendi hanesine yazma girişimi tarihsel sorumlulukla bağdaşmaz. Yapılması gereken gerginlik politikası yerine iş birliği yaklaşımıdır. Kıbrıs’ın çevresinde varlığına inanılan zengin doğal gazın diğer kaynaklarla da birleştirerek Türkiye ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması istikrar ve kalkınma yolunda önemli bir adımdır ve bu gelişmeler herkese ekonomik fayda sağlayacak. Bundan da önemlisi kalıcı bir barış ve iş birliği ortamı oluşturulacak olmasıdır.”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da açılış konuşmasında dünyada ticaretin önemine dikkat çekerek, nüfus ve eğitimin artması ile teknolojinin gelişiminin tüm dünya genelinde ticaret hacminin de artmasını sağladığını söyledi. Olpak, şöyle konuştu: “19. yüzyılı imparatorluklar, 20. yüzyılı ideolojiler,21. yüzyılı ise küreselleşme çağı olarak kabul ediyoruz. Zamanın böylece hızlı aktığı süreç içerisinde tarih boyunca insanların birbirini anlamaya en yakın olduğu süreçteyiz. Ama geldiğimiz yerde bu anlayışı yeterince oluşturamadığımızı görüyoruz. Geçen seneki zirvede ’değişimin merkezine insanı almalıyız’ demiştim, bu görüşümü tekrar ifade etmek istiyorum. Farklılıklara saygı duyarak ve özgür renklerimizi koruyarak ortak bir dil, kalkınma anlayış geliştirmek bir ütopya değil, ihtiyacımız. Dünyanın bir ucunda olup bitenler artık çok yakınımızda duruyor. Artık fikirde ve harekette daha fazla birlikte olma zamanı”.