Manisa Ticaret ve Sanayi Odası gündemde yer alan konuların uzmanlarını Manisa’da misafir etmeye devam ediyor. Odanın kasım ayı etkinlik programı çerçevesinde Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın konuğu olarak Türkiye’nin tarım ekonomisi ve politikaları hakkında bir sunum yaptı.
Tarım ekonomisi ve politikaları denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Prof. Dr. Veysel Ulusoy, ‘Türkiye Tarım Ekonomisi ve Politikaları’ konu başlıklı konferansında Manisa iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldi.
Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Meclis Başkanı Ümit Türek, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, Manisa Ticaret Borsası Meclis Başkanı Cahit Yayman, Manisa İli Oda ve Borsa Başkanları, Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, daire müdürleri, Manisa iş dünyasının temsilcileri ve davetliler katıldı.
Tarım sektörünün yaşadığı sorunların ve çözüm önerilerinin konuşulduğu toplantının açılışında konuşan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, “Manisa’nın iki tane özelliği vardır. Bir tanesi tarımın başkenti, diğeri ise sanayinin başkenti olması. Ben önce sanayiden başlamak istiyorum. 1960 yılında Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nda görev yapmış bir meclis üyemiz Yılmaz Bolkan diyor ki, İtalya’da olduğu gibi bizim da sanayide kümelenmeye geçmemiz lazım diyor ve o fikrin neticesinde Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın öncülüğünde tamamı odanın öz kaynağı ile müteşebbis heyetten hiçbir katkı almadan kurulan, Avrupa’da ve Dünya’da bir çok ödüle sahip olmuş bir Organize Sanayi Bölgesi ile bugünlere gelinmiştir. Bizler Manisa olarak 17 ilçemizle bir sinerji yakalamayı hedefliyoruz. Manisa’da çok büyük potansiyeli barındırmasına rağmen, rakamsal bazda istenen seviyeyi yakalamadığını düşünüyoruz. Manisa bir yatırım cenneti. Ama gayrısafi milli hasılada 20 milyar dolara yakınız ama bu yeterli değil. Bu rakamı daha üstlere taşımamız lazım. Bunun için de çok çalışmamız gerekiyor.” dedi.
“Paydaş kültürünü en üst seviyeye çıkartmalıyız”
Oda olarak sanayi-üniversite işbirliği adına çok önemli projelere imza attıklarını kaydeden Yılmaz, “İntörnt eğitim programı sayesinde sanayicilerimizle ile Celal Bayar Üniversitesi öğrencilerini bir araya getirdik. Bu program çevremizde yer alan bir çok üniversiteye de model oluşturdu. Ortakları arasında yer aldığımız Teknokent gurur kaynağımız olmakta. Bunları bir başlangıç olarak görüyoruz. Bizim bir diğer boyutumuz var. O da tarım. Yüzde 47’si sulanabilen tarım arazisine sahip olan, üzümün başkenti, çekirdeksiz kuru üzümde bir marka. 20 milyon zeytin ağacımız bulunmakta. Bu kadar zenginliğin olduğu bir yerde şu soruyu da kendimize sormak lazım. Tanrı öyle bir coğrafya vermiş ki bize Gediz Havzamızda fındık ve çay dışında her şeyi üretebiliyoruz. Fakat bu kadar yüksek değere karşı bizler ne yapıyoruz? Bizler hala zeytinyağını dökme Yunanistan ve İtalya’ya satıyorsak, kuru üzümde marka olamıyorsak, diğer tarım ürünlerinde sadece fason olarak büyük firmaların taşeronluğunu yapıyorsak, herkes elini başının arasına koyup düşünmeli. Bir fındık üreticisinin ürünü eder değeri 2 liradan alan kişi bunu 19 liradan satıyorsa o zaman burada paydaşlar arasında bir güç oluşmadığının gerçeği ortaya çıkıyor. Biz Manisa’da paydaş kültürünü en üst seviyeye çıkartmalıyız.” şeklinde konuştu.
“Asli görevimiz soruna çözüm noktasında fikir üretmek”
Tarımda oda olarak ne yaptıklarını da sorgulayan Yılmaz şunları söyledi: “Öncelikle doğru adreslerle, doğru kişilere ulaşmaya özen gösterdik. Tarım ile ilgili girdilerde yükse maliyet sıkıntısı ortada. Haksız rekabet koşulları ile mücadele ediyoruz. Ama biz yerel paydaşlar olarak nasıl bir irade ortaya koymalıyız ki, bu sorunları çözelim. Şunu söylemek istiyorum, bundan 15 yıl sonra bugün konuştuğumuz tarımı konuşamayacağız. Tarımda endüstri 4.0, sanayide 4.0, dijital dönüşümü yakalamamız lazım. Japonya 5.0’ı konuşuyor. Bu yüzden teknolojik bazda bir eylem planı ortaya koymamız lazım. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında kendi fidemizi üretirken, İsrail devleti ortada yoktu. Günümüze geldiğimizde ise maalesef o dönemde olmayan devletin tohumlarını alıyoruz. Bunları söylerken siyasi bir söylem olarak algılamayın. Bizim asli görevimiz soruna çözüm noktasında fikir üretmek. Geleceğimizi planlamamız lazım. Bu ülkede doğmuş, bu ülkede büyümüş, bu ülkede vergisini vermiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Suriyeli kadar yeterli desteği alamıyorsa bunun da irdelenmesi lazım. Konuşmama Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri ile son vermek istiyorum. Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
Konuşmanın ardından konferansına başlayan olan Prof. Dr. Veysel Ulusoy, ‘Türkiye Tarım ekonomisi ve politikaları’ konu başlığıyla gerçekleştirdiği sunumuyla, tarım sektöründe yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri, Türkiye’de tarımın geleceği, tarım politikaları, tarımda dijital dönüşüm ve tarımda sürdürülebilir olmanın formülünün ne olduğu, tarımda katma değer oluşturma ve markalaşmada nasıl bir yol alınması gerektiğine dair görüşlerini Manisa iş dünyasının temsilcileri ve davetlilerle paylaştı. Yaklaşık iki saat süren konferansın son bölümünde ise Prof. Dr. Veysel Ulusoy, katılımcılardan gelen soruları cevaplandırdı.
Toplantının sonunda ise Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ümit Türek, Manisa Ticaret Borsası Meclis Başkanı Cahit Yayman ile Manisa’daki oda ve borsa başkanları günün anısına Prof. Dr. Veysel Ulusoy’a Atatürk portresinin yer aldığı naht sanatı eserini hediye etti.