Geleneksel bir Türk içeceği olarak kış aylarının vazgeçilemez içeceği olan boza, metobolizmayı koruyan, hastalıkları geciktiren özellikleri ile vitamin deposu özelliği taşıyor. Hastalıklara karşı direnç kazanmak için boza tüketmeyi öneren asırlık boza üreticisi Hasan Sak, “Çok sağlıklı olmasının yanında kışın metabolizmayı korur, hastalanmayı geciktirir” dedi.
Kış aylarının gelmesiyle birlikte grip, soğuk algınlığı, nezle gibi hastalıklarda artmaya başladı. Hastalıklar karşısında dirençli olmak isteyen vatandaşlar da doğal ve geleneksel ürünlerle, kış aylarında kendilerini korumaya çalışıyor. Kış aylarında geleneksel olarak tüketilen ürünlerin başında gelen boza ise içeriğindeki demir, fosfor, niyasin, sodyum, A, B1, B2 ve E vitaminleri ile şifa deposu niteliği taşıyor. Boza’nın vücudu güçlü kılarak direncini artırdığını söyleyen Sakarya’nın asırlık boza üreticilerinden Hasan Sak, vatandaşları hastalıklara karşı direnç kazanmaları için boza tüketmeye davet etti.
“Metabolizmayı koruyan, hastalanmayı geciktiren bir içecektir”
Geleneksel bir Türk içeceği olan bozanın birçok faydası olduğunu söyleyen Hasan Sak, “Boza güzel bir kış içeceğidir. 5 aylık bir süresi vardır. Ekim ayının ortalarında içilmeye başlar ve mart ayının ortalarında biter. Çok sağlıklı olmasının yanında kışın metabolizmayı koruyan, hastalanmayı geciktiren, engelleyen lezzetli akşamları leblebi veya fındıkla içilen güzel bir içecektir. Bozanın içinde çok kalorilidir. Mısır ve buğday unu girdiği için içine. Bundan dolayı mısır’ın kalori değeri yüksek şekerinde keza ona göre olduğundan dolayı kalorili bir içecek. Vücudu dirençli tutan bir içecektir” dedi.
“Sakarya’nın insanın bozaya gerektiği değeri gösteriyor”
Bozanın içeriğinden bahseden Sak, “Yapımında şeker, mısır unu ve buğday unu vardır. Onun dışında tamamen natürel doğaldır. Aynı zamanda el değmeden üretilir, sağlıklı bir içecektir. Kış ayların hem keyifli hem sohbetlere yakışan bir içeceğidir. Sakarya’da insanı bozayı çok seviyor. Çok güzel satıyoruz, talep çok fazla. Sakarya’nın insanın bozaya gerektiği değeri hakikatten gösteriyor. Bozayı da seviyorlar yani. Açıkçası bizim bozasını daha çok tercih edip içiyorlar. Farklı yerlerden boza geliyor fakat bizim kadar ilgi görmüyor. Bozayı için diyorum. Kışın ailenizle beraber akşamları afiyetle için. Eskiden boza yapmak çok zahmetli idi. Çünkü her şey elle yapılıyordu. Kazanda kaynatırken elle çevriliyordu. Kaynatması mesela odunla pişiyordu. Şimdi uğraşmadan makinelerle yapıyoruz. Eskiden elle süzülürdü şimdi tokmaklarımıza var. Aktarırken tenekelere aktarılıyordu. Şimdi makinelerle direk kazanlardan diğer kazanlara aktarılıyor” dedi.